728 x 90 px Reklam Alanı
Makaleler Âşûrâ Günü

Âşûrâ Günü

Âşûrâ Günü

Âşûrâ Günü
Kitâbında: ‘’Sana hilâlleri sorarlar. De ki: Onlar insanlar için; özellikle hac için vakit ölçüleridir.’’ (el-Bakara, 2/189) buyuran ve günleri döndürerek bizleri Ramazân-ı Şerîf’ten sonra daha pek çok mübârek gün, gece ve aya kavuşturduğu gibi, nihayetinde âşûrâ gününe de eriştiren Rabbimize, sonsuz hamd-ü senâlar olsun.
 
İslâm’ın sünnetlerinden biri de, Âşûrâ gününe saygı göstermektir. O gün, orucuyla birlikte daha birçok faziletli amel ve ibadeti içeren, Peygamberlerin kurtuluşundan daha pek çok hadiseye kadar tarihte önemli tecellîlerin yaşandığı Muharrem ayının onuncü günü; Âşûrâ günüdür. Bu mukaddes gün; tevbe ve istiğfar, ibadet ve taât, duâ ve şükür ile hürmetle ihyâ edilmelidir. 11 Ekim 2016 Salı günü bu mübârek günü, gecesiyle birlikte hep beraber idrâk edeceğiz inşaAllâh…
 
Âşûrâ Gününü ihyâ adına; orucu başta olmak üzere, okunacak müstakil duâları ve kılınacak müstakil namazları, yine okunacak birtakım evrâd, ezkâr, zikir ve terkibleri ve bazı amelleri gerçekleştirmek elzemdir.
 
Âşûrâ Günü ve Fazîletleri Hakkında Detaylı Malumat İçin Tıklayınız…
 
Âşûrâ denildiğinde akla gelen ilk husus orucudur hiç şüphesiz. Âşûrâ orucu, herhangi bir mânisi bulunmayanların (bugünlerde oruç tutmak suretiyle) ihyâ etme konusunda hassas davranmaları gereken, Ramazân-ı Şerif’in farz orucundan sonra, fazileti sabit en önemli ibadetlerden biridir.
 
Âşûrâ Orucu Tutacakların Dikkat Etmesi Gereken Hususlar
 
Âşûrâ günü, ta‘zîm hususunda, Ümmet-i Muhammedden önce gelmiş ve geçmiş olan Nebîler ve ümmetleri indinde de makbul bir gün idi. Bu kapsamda, âşûrâ gününde oruç tutmanın, geçmiş şeriatler için de va‘z edilmiş, ortak bir hüküm olduğu ortaya çıkmaktadır. Tevârüs etmiş olduğumuz en kıymetli hazinelerimiz olan ilmî eserlerimizde; âşûrâ orucunun, Ramazân-ı Şerîf’in orucundan evvel Mü’minler için de farz kılındığına dair kaviller olduğu, Ramazân-ı Şerîf orucunun farziyetinden sonra bu orucun artık müstehab hükmüyle tutulmaya devam edildiği, bu orucu Yahudiler tutmakta olduğundan, onlara benzememek endişesiyle, bir gün öncesi ya da bir gün sonrasıyla birlikte tutulmasının Efendimiz (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem) tarafından tavsiye edildiği kaydedilmiştir.
 
Yine kaynaklarımızda geçen istihbâba (müstehablık) dair nakillerde, Muharrem ayında üç gün oruç tutmanın fazîletine dair yaklaşım, âşûrâ orucuyla ilgili hükümlerle birlikte değerlendirilmekte ve Muharrem ayının 9, 10 ve 11. günlerinin oruçlu geçirilmesi tavsiye edilmektedir.[1] Bu tatbikatla; hem âşûrâ orucu, Efendimizin tavsiyesine uygun bir şekilde tutulmuş olunacak, hem de Muharrem ayında peş peşe üç gün oruç tutmanın beraberinde getirdiği fazîlet, elde edilmiş olacaktır.
 
Âşûrâ Orucuna Niyetin Vakti ve Keyfiyeti
 
Âşûrâ orucu nafile oruç kapsamında olduğundan, güneş battıktan ya da imsaktan sonra niyet edememiş olan kardeşlerimiz, imsak sonrasından oruç bozucu herhangi bir iş yapmamış olmaları durumunda, sabah kalktıktan sonra kaba kuşluğa kadar da niyetlerini gerçekleştirebileceklerdir. Bununla beraber, unutma vb. gibi bir hâl söz konusu olmadığı takdirde, imsaktan evvel niyet edilmesi uygun olandır.[2] Nafile oruçlarda belirli bir niyet şekli söz konusu olmadığından yalnızca (Rızâ-i İlâhî için) oruca niyet etmek de yeterli olacak fakat buna mukabil bir şuur ifadesi olarak bunu belirtmek daha güzel olacaktır.[3]
 
Bu mübârek gün, içerisinde bulunduğumuz senede, ay takvimini bizler için vakit tayini kılan Rabbimizin (Celle Celâluhû) rahmetiyle günlerin kısa, gecelerinse uzun olduğu, oruç tutmanın bedene ağır gelmediği bir mevsime tekabül etmiştir. Bu sebeple, oruç konusunda, diğer mevsimlere nazaran biraz daha gayretli olunması bir bakıma, dinîmizin güzelliği ve samimiyetimizin de göstergesi olacaktır.
 
Âşûrâ Orucunu İki Gün İlaveyle Üç Gün Tutacaklar İçin:
 
Âşûrâ orucunu, önüne ve ardına birer gün ilaveyle üç gün tutmak suretiyle Muharrem ayının 9, 10 ve 11. günlerini oruçlu geçirecek olan kardeşlerimiz, 10 Ekim Pazartesi, 11 Ekim Salı ve 12 Ekim Çarşamba günlerini oruçlu geçirerek ihyâ edeceklerdir.
 
Âşûrâ Orucunu Bir Gün İlaveyle İki Gün Tutacaklar İçin:
 
Aşûrâ orucunu, önüne ya da ardına bir gün ilaveyle iki gün tutmak suretiyle Muharrem ayının 9-10 ya da 10-11. günlerini oruçlu geçirecek olan kardeşlerimiz, 10 Ekim Pazartesi ve 11 Ekim Salı günlerini ya da 11 Ekim Salı ve 12 Ekim Çarşamba günlerini oruçlu geçirerek ihyâ edeceklerdir.
 
Âşûrâ Orucu ve Namaz Hakkında Detaylı Malumat İçin Tıklayınız…
 
Mübârek âşûrâ gününde gerçekleştirilmesi faziletli olan diğer ameller, bu günün gecesi ve gündüzünde kılınacak namazlar, okunmasında faydalar olan dûa, zikir ve evrâd hakkında detaylı bilgilere yine sitemizdeki içeriklerden erişim sağlayabilirsiniz.
 
Âşûrâ Günü Dûaları Hakkında Malumat İçin Tıklayınız…
 
Âşûrâ Gününü İhyânın Alt Sınırı
 
Bütün bu fazîletli amelleri gerçekleştirmeye herhangi bir mâni sebebiyle güç yetiremeyenlerin hiç olmazsa, çokça tevbe ve istiğfâr etmeleri, vakit namazlarını camiye gitmek suretiyle cemaatle edâ etmeleri, yakınlarına ve geçmişlerine duâ edip rahmet dilemeleri, duâlarında Ümmet-i Muhammedi de ihmal etmeyip din kardeşlerimizin refâh ve felâhı için temennilerde bulunmaları; bu geceyi ihyâ konusunda alt sınırı ifade açısından beyan edilebilecek başlıca hususlar olmaktadır.
 
Âşûrâ Gününden Sonra da Muharrem Ayında Bulunmanın Bilinciyle Hareket Edilmelidir
 
Haram aylardan oluşu ve fazîletleri sabit olan Muharrem ayımız da bizi henüz terk etmemiştir. Sevapların kat be kat katlandığı, haram aylardan olan bu mübârek ayın ihyâsı için âşûrâ gününden sonra da özverili olmak, pek çok fazilete nail olma yolunda, önemli bir adım olacaktır. Muharrem ayının faziletli amelleri ve vazifelerine site içeriklerimizden erişim sağlayabilirsiniz. Muharrem ayının ehemmiyeti, fazîletleri ve amellerine dair içeriklerimiz için tıklayınız...
 
Sözlerimize son verirken, Rabbimiz Azze ve Celle, cümlemizi bu mübârek günü ihyâ etmek suretiyle, bu fazîletlere erişen ve bu bereketlere nâil olanlardan, bilhassa afv ve mağfiret olunanlardan eylesin. Âmîn.
 
Dipnotlar
 
[1] Konuya dair delilleri bir başka makalemizde kaydetmiş bulunuyoruz. Bkz. Âşûrâ Günü ve Fazîletleri
[2] Ömer Nasûhi Bilmen, ‘’Oruçlara Ait Niyetler’’, Büyük İslâm İlmihâli/Oruç Kitabı (sad. Mehmet Talû), Yasin Yayınevi, İstanbul 2010, s.304.
[3] a.y.